Merhaba Arkadaşlar
Bu makalemizde neden Kuran Müslümanı olmalıyız, din olarak neden yalnızca Kuran’ı kabul etmeliyiz, Kuran ışığında konuyu aydınlığa kavuşturacağız… Zevkli okuyuşlar dilerim.
Günümüzde peygamberimizin söylediği rivayet edilen Kuran’a aykırı ciltler dolusu hadisi reddedip, biz din olarak yalnızca peygamberimize indirilen Kuran’a inanırız diyen ve kendilerine Kuran Müslümanı diyen insanlar görmeye başladık.
Bir de böyle diyenleri peygamber düşmanı, hadis inkarcısı diye suçlayıp, onları peygambersiz ve sünnetsiz bir din yaratmaya çalışan reformistler diye yaftalayan insanlar görmeye başladık… Bu suçlamaları yapan insanların yüzbinlerce müridi ve takipçisi olan ünlü hocalar tarafından da desteklendiğini ve bu hocaların Kuran Müslümanlığını dinsizlik ve sapıklık olarak ifade ettiğini gördük…
Peki acaba bunlardan hangisi doğru? Allah bize bu konuda Kuran’da ne demiş gelin bir bakalım…
Allah Kuran’da diyor ki:
“Bu, kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen için sana indirilen bir kitaptır.” Araf 2
“Doğrusu o Kur’an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.” Zuhruf 44
“Rabbinizden size indirilene uyun, onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.” (Araf 3)
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, kafir olanlardır.” (Maide 44, 45, 47)
“Rabbleri tarafından hak olarak Muhammed’e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir. Muhammed 2
“De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım.” (Ahkaf 9)
“De ki: Ben ancak Rabbimden bana vahyolunana uyarım. Bu (Kur’an), Rabbinizden gelen basîretlerdir (kalp gözlerini açan beyanlardır); inanan bir kavim için hidayet ve rahmettir.” (Araf 203)
“Ve onlara: “Allah’ın indirdiği şeye tâbî olun!” denildiğinde; “Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (yola) tâbî oluruz.” dediler. Ve eğer, onların ataları hiçbir şeyi akıl etmiyor ve hidayete ermemiş olsalar bile mi?” (Bakara 170)
“Böylelerine, Allah’ın indirdiğine uyun dendiğinde şu cevabı verirler: “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” Peki, şeytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı?” (Lokman 21)
“İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah’tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?! (Casiye 6),
“Allah hadisin/sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi.” (Zümer 23)
“Artık bundan (Kur’an’dan) sonra, başka hangi hadis/söze inanacaklar?” (Araf 185)
Sebe 50: “De ki: “Ben eğer sapmışsam ancak kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer hidayete ermişsem bu da Rabbimin bana vahyettiği (KUR’AN) sayesindedir.”
Âl-i İmrân 103: “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.”
Yûnus 37: “Bu Kur’an, Allah’tan (indirilmiş olup) başkası tarafından uydurulmamıştır. Fakat o kendinden öncekileri doğrulayıcı ve Kitabı (Allah’ın Levh-i Mahfuz’daki yazısını) açıklayıcı olarak, indirilmiştir. Bunda hiçbir şüphe yoktur. (O) âlemlerin Rabbi tarafındandır.”
İbrahim 1: “Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye layık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.”
Nahl 102: “De ki: Kur’an’ı; Ruhul Kudüs (Cebrail) Rabbinin katından, inananların inançlarını pekiştirmek, Müslümanlara doğruluk rehberi ve müjde olmak üzere gerçekle indirmiştir.”
Bakara 97: “De ki: Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü’minler için de bir hidayet rehberi ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir.”
Ali-İmran 138: “Bu (Kur’an), insanlar için bir açıklama, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için bir hidayet ve bir öğüttür.”
Enam 157: “ ‘Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk’ demeyesiniz, diye bu Kur’an’ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi.”
Neml 2-3: “Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.”
Neml 77: “Şüphesiz o (Kur’an), elbette mü’minler için bir hidayet ve bir rahmettir.”
Zümer 23: “İşte bu Kur’an Allah’ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.”
Câsiye 11: “İşte bu (Kur’an) bir hidayettir.”
Casiye 20: “Bu Kur’an, insanlar için kalp gözleri (konumundaki bir nur), kesin olarak inanan bir toplum için de bir hidayet ve bir rahmettir.”
Taha 113: İşte, sakınsınlar yahut hatırlamalarını sağlasın diye onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onda uyarılarımıza tekrar tekrar yer verdik.”
Bakara 2: Bu, doğruluğu şüphe götürmeyen ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara yol gösteren Kitap’dır.”
Kamer 17, 22, 32, 40: “Andolsun biz, Kur’anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?”
Zannedersem ayetler gayet açık ve net. Allah Kuran’da açık bir şekilde bizim din olarak yalnızca peygamberine vahyettiği Kuran’a uymamızı emretmiş… Kuran’ın Allah’ın insanları doğru yola kılavuzlayan bir ipi ve hidayet rehberi olduğunu bildirmiş. Bu ipe sıkıca tutunmamızı ve başka dostlara uymamamızı emretmiş… Dost ve vekil olarak kendisinin yeterli olduğunu bildirmiş…
Bunların yanı sıra dinin ve hükmün yalnızca kendisine ait olduğunu, hükmüne kimseyi ortak etmediğini bildirmiş…
“Din yalnız Allah’a aittir!” (Zümer 3)
“Hüküm yalnız Allah’a aittir.” (Yusuf 40)
“O hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.” (Kehf 26)
Peki o halde sizlere sorarım sevgili dostlar, Allah’ın peygamberine indirdiği bu ayetlere iman edip, din olarak yalnızca Kuran’a uyan ve peygamberin söylediği rivayet edilen ciltler dolusu hadisi reddeden insanlar, hiç sapık, kafir, dinsiz vs olabilir mi? Olamaz öyle değil mi?
O halde bu ayetler ışığında hiç çekinmeden diyebiliriz ki İslam dini Allah’ın hz peygamberi dinde ve hükümde kendisine ortak ettiği bir din değil, yalnızca alemlerin rabbi olan Allah’ın dinidir. Kur’an-ı Kerim’deki sözler de peygamberimizin sözleri değil, âlemlerin rabbi olan Allah’ın sözleridir!
Dolayısı ile İslam, zannedildiği gibi peygamberimizin hayatı boyunca söylediği ve yaptığı rivayet edilen ciltler dolusu söz ve hareketlerden oluşan bir din değil, gerçekte Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerden oluşan bir dindir! Peygamberin kendisi de daha önce din nedir, kitap nedir, iman nedir bilmez iken, Kur’an sayesinde hidayete, doğru ve güzel ahlaka, Allah’ın dosdoğru yoluna ermiştir.
Şura 52: Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak Biz onu bir nur kıldık; onunla kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Şüphesiz sen, dosdoğru olan bir yola yöneltip-iletiyorsun.
Ne peygamberler ne de yer ile gök arasında yaşayan başka bir varlık, hepsi bir araya gelseler, ne bir din meydana getirebilirler ne de Kuran’dakine benzer on sure! Allah dilemedikçe hiç kimse bir şey yapamaz!
İsra 88: De ki: Andolsun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.
Peki bu hocalar Kurandaki bu hakikatleri bilmiyor mu da din olarak yalnızca Kuran’a uyan Kuran Müslümanlarını sapıklıkla ve dinsizlikle suçluyorlar? Elbette bal gibi biliyorlar ama hakikatleri sizden saklıyorlar. Neden saklıyorlar peki gelin onu da aydınlığa kavuşturalım…
Allah diyor ki:
Furkan 27-29 “O gün kendilerine zulmedenler ellerini ısırıp “keşke resulün gösterdiği yola uysaydım… vah başıma gelenler; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni Kuran’dan o şeytan uzaklaştırdı. Zaten şeytan insanı böyle yüzüstü bırakır…”
Zuhruf 62 “Sakın Şeytanın sizi Allah’ın doğru yolundan saptırmasına izin vermeyin: çünkü o, size apaçık bir düşmandır!”
Evet arkadaşlar. Ayetlere göre şeytan, insanı Hz.Muhammed’e indirilmiş gerçek din olan Kuran’dan uzaklaştırıp, din diye başka şeylere saptırıp, onlar ile amel ettirir, insanı karanlıkta ve hüsranda bırakırmış. İnsanı Allah’ın doğru yolundan saptırırmış.
Şeytanların insanları Kuran’dan uzaklaştırıp Allah’ın doğru yolundan saptırması için onların illaki görünmez varlıklar olması gerekmiyor arkadaşlar. Allah Kuran’da şeytanların cinlerden de insanlardan da olduğunu bize bildiriyor. Yani aramızda insan şeytanları da var…
“Onlar (şeytanlar) insanlardan da olur, cinlerden de” Nas 6
Gelin bizi Kuran’dan ve Allah’ın doğru yolundan uzaklaştırdıklarını saptadığımız bazı insan şeytanlarının kimler olduklarını hep birlikte izleyelim….
Evet arkadaşlar gördünüz değil mi asıl kimlerin dinsiz olduğunu… Asıl kimlerin kafir, günahkar ve sapık olduğunu… Asıl sapıklar Kuran’a uyan ve bunların din diye uydurduğu yalanlara kanmayanlar değil, kendilerine uymayıp Kuran’a uyanları sapık ilan edenlerin ta kendisiymiş.
O yüzden arkadaşlar size diyeceğim, her kim böyle hoca kılığında çıkıp sizi Kuran’dan uzaklaştırıyorsa, sizi din diye Kuran yerine başka şeylere davet ediyorsa, siz asıl onlardan uzak durun… Onların yanına bile yaklaşmayın… Çünkü Kurana göre onlar sizin düşmanınız.
Ama her kim sizi Kuran’a ve Allah’a davet ediyor ve buna karşılık sizden herhangi bir ücret, bağış, yardım vs istemiyorsa, asıl onlara uyun, onlara tabi olun. Çünkü Kuran’a göre asıl onlar sizin dostunuz ve asıl onlar hidayete erdirilmiş kimseler arkadaşlar…
Fussilet 33: “Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve: “Şüphesiz ben Müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?
Yasin 21: “Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun. Şüphesiz onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.”
Evet arkadaşlar, özetlemek gerekirse, kendisini Allah dostu gibi gösteren şeytan evliyaları kitaptaki gerçekleri hepimizden çok daha iyi bildikleri halde bunları sizden saklıyor ve sizi Kurandan uzaklaştırıp Kuran yerine kendi uydurdukları şeyler ile amel etmenizi istiyorlar.
Kendi uydurdukları şeyler ile amel etmenizi istiyorlar çünkü Allah’ın Kuran’da bize bildirdiğine göre şeytanlar sizi kontrolleri altında tutmak istiyorlar.
“Andolsun eğer beni kıyamete kadar ertelersen, onun soyunu, pek azı hariç, (azdırarak) kontrolüm altına alacağım.” İsra 62
Dolayısı ile onlar sizin Kuran okuyup aydınlanmanızı ve kontrollerinden çıkmanızı istemiyorlar. Bunun yanı sıra bunlar dünyalık geçimlerini de bu uydurdukları sahte dinden sağlıyorlar… Allah bunları ve bunlara uyanları Kuranda bakın nasıl uyarıyor?
Tevbe 9: “Allah’ın ayetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar da (insanları) O’nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapmakta oldukları şeyler ne kötüdür!”
Münâfikûn 4: “Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Oysa onlar sanki elbise giydirilmiş odun gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çeviriyorlar!”
Ali-İmran 78: “Onlardan bir grup var ki, Kitaptan olmadığı halde Kitaptan sanasınız diye (okudukları) Kitaptanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Halbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.”
Bakara 174: “Allah’ın indirdiği kitaptan bir kısmını gizleyip onu az bir bedel ile değişenler (var ya); işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Kıyamet günü Allah onlarla ne konuşacak, ne de onları arıtacaktır. Onlar için elem dolu bir azap vardır.”
Ali-İmran 99: “De ki: “Ey Kitab ehli! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah’ın yolunu eğri ve çelişkili göstermeğe yeltenerek inananları Allah’ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.”
Tevbe 34: “Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele.”
Nahl 116: “Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah’a karşı yalan uydurmak için, “Şu helâldir”, “Şu haramdır” demeyin. Şüphesiz, Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler.”
Zümer 3: “İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. Onu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.”
Evet arkadaşlar, sonuç olarak diyebileceğim, siz dinde bunlarla ve bunların din olarak uydurduklarıyla değil, Kuran ile amel edin. Kuran’a tabi olun. Allah’ın ipine sıkı sıkı sarılın. Onu bırakıp başka dostlara uymayın… Yoksa hem dünyada hem de ahirette karşılacaklarınız belli… Benden uyarması… Sağlıcakla kalın…
Kamer 17-22-32-40: “Andolsun biz, Kur’anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?”
Cüneyt Aktan 25.08.2022
1038 Toplam Görüntülenme 1 Günlük Görüntülenme